Değerli Okurlarım;
Kasım ayının ilk günlerini yaşıyoruz ama sanki takvim başka bir mevsimi gösteriyor. Balıkesir’in sokaklarında hâlâ yazdan kalma bir sıcaklık var. Güneş, sanki gitmeye niyeti yokmuş gibi parlıyor; insanlar mont yerine ince hırkalarla dolaşıyor, kafelerin dış masaları hâlâ dolup taşıyor. Havanın bu yumuşaklığı, içimize huzur verse de akıllarda bir soru: “Kasım gerçekten geldi mi?”
Mevsimler Şaşırdı, Balıkesir Yazdan Vazgeçemiyor
Balıkesir gibi dört mevsimi dolu dolu yaşayan bir şehirde, kasım ayında hâlâ yaz esintisi almak aslında biraz garip. Çocukluğumuzda kasım; soba kokusunu, mandalina mevsimini, yağmurun penceredeki ritmini getirirdi akla. Şimdi ise sabah kahvaltısını balkonda yapmak, akşamları deniz kenarında yürümek mümkün. İklim değişikliğini sadece haberlerde değil, günlük yaşamımızda hissediyoruz.
Kasımın Güzelliği ve Hüzünlü Gerçeği
Yine de bu mevsim, Balıkesir’e özgü bir zarafeti içinde barındırıyor. Kazdağları’ndan gelen o tatlı meltem, Edremit Körfezi’ne bakan dingin manzara, Burhaniye sahilinde uzanan sessizlik... Kasımın yaz gibi geçmesi doğanın dengesini zorlasa da şehrin güzelliğini biraz daha uzun yaşamamıza izin veriyor.
Ama işin bir de düşündüren tarafı var. Sıcak kasımlar, erken açan çiçekler, zamanından önce yanan ormanlar... Hepsi bir uyarı gibi.
Doğanın Sessiz Çığlığını Duyalım
Balıkesir’in bu yumuşak kasım havasında güneşin tadını çıkarırken doğaya biraz daha dikkatle bakmamız gerekiyor. Her mevsimin bir zamanı var; tıpkı biz insanlar gibi. Belki de bu güzel günlerin keyfini çıkarırken, gelecek nesillerin kasımlarında hâlâ yaprak döken ağaçlar görebilmesi için elimizden geleni yapmamız gerekiyor.
Kasım, takvimde sonbahar ama sokakta hâlâ yaz. Belki de bu mevsim bize bir şey anlatmak istiyor: Doğanın sessiz çığlığını duymanın tam zamanı.