Kıbrıs'ta Bir Geleneği Yaşatma Çabası
Kuzey
Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde unutulmaya yüz tutmuş geleneksel zanaatlardan biri olan hasır iskemle üretimi, Lefkoşa'da yaşayan 66 yaşındaki Özkan Öke tarafından yaşatılıyor. 1949'da babası tarafından kurulan atölyede üretime devam eden Öke, tamamen el işçiliğine dayalı bu mesleği genç nesillere aktarmaya çalışıyor. Babasının 1949'da dükkanını açtığını, kendisinin ise 1959'da doğduğunu söyleyen Özkan Öke, "Doğduğum günden beri buradayım. Çünkü atölye ile ev iç içeydi" dedi.Bir tarafta uyuduklarını bir tarafta da çalıştıklarını kaydeden Öke, "Bebek yaştan itibaren ağacın kokusunu, hasırın kokusunu aldık ve devam ettik" ifadelerini kullandı. Babasının yaşadığı işitme kaybı nedeniyle iletişimlerini annesi aracılığıyla gerçekleştirdiklerini anlattı.
Gelenekten Geleceğe: Zanaatın Devamlılığı
Eskiden adaya özgü ağaç türlerinin kullanıldığını ancak artık ithal ürünlere yönelmek zorunda kaldıklarını belirten Öke, "Bu meslek tam anlamıyla tabiat ananın verdiği bir berekettir. Derelerden sazları buluyoruz, belirli bir dönemde hasırları topluyoruz; ondan sonra bu hasırları güneşte kurutup çalışır hale getiriyoruz. Çalışmadan bir gün önce ıslatırız ki çalışabilelim. Ağaç derseniz zamanında ekilmiş dut ağacı, zangalak ağacı, efkalito veya çınar ağacı ya da ceviz ağacı gibi adaya özgü ağaçların dallarından faydalanarak iskemleler yapılırdı fakat günümüzde bu ağaçlar tükendiği için şu anda maalesef ağacı biz ithal ediyoruz. Gürgeni kullanıyoruz çünkü bu işe en elverişli Gürgen ağacıdır" şeklinde konuştu.Üretimin tamamen el işçiliğine dayandığını vurgulayan Öke, "İyi bir usta düzgün çalışırsa günde sadece bir sandalye çıkarabilir" dedi. Plastik sandalyelerin yaygınlaşmasının üretimi olumsuz etkilediğini söyleyen Öke, son yıllarda geleneksel ürünlere ilginin yeniden arttığını belirterek, "İnsanımız hasır iskemlelerin daha sağlam olduğunu anladı" ifadelerini kullandı.
Gurur Veren Bir Miras
İki oğlunun da makine mühendisi olduğunu ve kendi işlerini yaptığını kaydeden Öke, Ancak mesleğin sürdürülebilirliği için çırak yetiştirmeye devam ettiğini belirterek "İki genç yetiştirdim. İkisi de 20'li yaşlarda. Benden sonra bayrağı alacaklar. Ama onlara şartım şu: Ben nasıl öğrettiysem kendilerinden daha gençlere öğretmeleri. Bundan mutluluk duyarım" ifadelerini kullandı.Öke, "Babamın dokunduğu sandalyelerin ellerimde hayat bulması gururlandırıyor" dedi. Bugüne kadar yaptığı sandalyelerin tamirat için geri dönmediğini söyleyen Öke, babasının yaptığı 50-60 yıllık sandalyelerin ise ilk kez son yıllarda tamir amacıyla getirildiğini belirtti.
Özkan Öke'nin Tutkusu ve Atölyesi
Ana mesleğinin banka memurluğu olduğunu ancak zanaatkârlığı bir yaşam biçimi olarak gördüğünü belirten Öke, "Banka işini herkes yapabilir ama bu zanaat herkesin yapacağı iş değil. Bir şey üretmek güzeldir, yeter ki üretelim" ifadelerini kullandı. Çıraklık için talep olduğunu ancak mevcut imkânlarla sınırlı çalışabildiklerini vurgulayan Öke, "Yerimiz ve imkânlarımız kısıtlı. Bir yerlerden destek bulursak daha da büyümeyi isteriz" dedi.Lefkoşa'nın tarihi dokusuyla iç içe olan bu küçük atölye, sadece yerel halkın değil, adayı ziyaret eden misafirlerin de ilgisini çekiyor. Türkiye'nin farklı şehirlerinden Kıbrıs'a gelen ziyaretçiler, Lefkoşa'daki atölyeye uğrayarak geleneksel iskemle yapımını yerinde görme fırsatı buluyor. El emeğiyle hazırlanan iskemleler hem nostalji hem de kalite arayanlar için özel bir alternatif sunuyor.HABER MERKEZİ